Mektup... o kadar çok yazmak istiyorum ki bu konu hakkında eskiden çok revaçta olan şimdilerde ise yerini Sms lerin geldiği fakat asla aynı tadı veremedikleri mektuplar...
O çağa yetişemesem de mektup okumak her zaman bir hobim olmuştu mektup yazmaksa hep bir ukte şu sıralar postacılar sadece fatura taşır olmuş durumda ve bu da beni üzüyor. Mektupların samimiyeti o kadar güzel ki oysa keşke hayatımızın belli başlı yerinde kalsaydı diyorum.
Sms ler evet kolay fakat insan soruyor kendine kolay ulaştığı şeylerden o kadar keyif alır mı? Mektupsa o kadar sade ki insan sevincini de hüznünü de özlemini de aşkını da çok daha kolay anlatıyor hem de zarflara sıkılan o parfümler :)
İlkokuldayken bir gün nöbetçi öğrenci sınıfa girdi, adımı söyleyerek bana ait bir mektup geldiğini söyledi, arkadaşlarımda bende şaşırmıştım.. mektubu aldım ve heyacanla okumaya başladım.. babam göndermiş, neden gönderdiğini bilmiyorum ama hem heyecanlanmış hemde şaşırmıştım.. okul çıkışı çay bahçemize olabildiğince hızlı gitmeye çalıştım, gittiğimde babam yoktu, sabırsızlıkla gelmesini bekledim, geldiğinde sevinçle niye gönderdiğini sordum, verdiği yanıtı hatırlamasam da şuan güzel bir anımdı.. bu anlattığım 13–14 yıl önceydi, şuanda ne ben babamı arıyorum, ne de o beni... mektuba dair tek anımda bu aynı zamanda.. hatırlattığın için teşekkür ederim =)
YanıtlaSil